Kitap: Ticarete Hızlı Giriş Rehberi

Selamünaleyküm.

Bu aralar inceden inceye merak saldığım bir alan: ticaret.
Nedenini bilemiyorum ama insan yerinde rahat duramıyor bazen, sağa sola merak salıyor 🙂

Ticaret nedir, nereden sorup öğreniriz, nasıl yapılır, becerebilir miyiz acaba, kolları sıvayıp girsek mi diye kara kara düşüncelerde kürek sallarken, uğradığım bir sahafta ilk karlı ticaretimi yaptım sanki.

Feyzeddin Alpkıray’ın Ticarete Hızlı Giriş Rehberi‘ne rast geldim. Görür görmez bunun ilahi bir işaret olabileceğini düşünerek pazarlığa giriştim ve bir iki lira gibi cüzi bir fiyata satın almayı başardım. Eğer rehberde anlatılanları anlayıp uygulayabilirsem karlı bir ticarete başlangıç yapabilirim, ve bu kitabı satın almam da karlı bir ticarete dönüşebilir.

Kitabın güzel bir özelliği, teknik anlatımlardan çok, kitap adının alt başlığında da belirtildiği gibi, tecrübeleri aktarıyor olması. Mesela yazar, ‘güvenin ticaretin ana sermayesi olduğundan’ bahsederken, gerek kendi tecrübeleri gerekse başka insanların tecrübelerinden istifade ile örnekler (yaşanmış olsa gerek) sunuyor önümüze. Gündelik hayata dokunarak anlatıyor mesajını.

Kitabın diğer bir güzelliği, sohbet havası içerisinde olması. Boyutunun ele avuca rahatça sığması, ve dolayısıyla otobüste/metroda rahatlıkla okunabilir olması da cabası. Otobüste/metroda okunabilir derken, otobüste/metroda geçen vakitlerimizi böyle kitaplarla kıymetlendirmeyi kast ediyorum.

Okuyup istifade ettiğimi düşündüğümüz noktalara gelince, öncelikle ticaret hakkında genel bir bilgiye sahip oldum. Nasıl yapılır edilir gibi sorularıma anlaşılır ve pratik/tecrübi cevaplar buldum.

Kısaca özetlemek gerekirse;

Güvenin ticaretin ana sermayesi olduğunu anlatıyor. Manen düşündüğümüzde güvensiz iş yapılamayacağını herkes bilir. Maddeten bile hiç paranız pulunuz yokken güvene binaen iş kurup borç ödeyecek kadar sermaye/para elde edebileceğinizden bahsediyor.

Bu noktada çok güvendiğimiz insanlarla yürüttüğümüz ticari ilişkilerde bile anlaşma/sözleşme/akit vb yazılı çizili enstrümanlar kullanmalıyız diyor yazar. Yapılan muamele, unutulabilir, akla şüphe düşebilir, vazgeçilebilir. Şeytanın payı da var tabi. Kime güvenirsen güven, neticede şeytanı var o insanın, senin olduğu gibi.

Demek ki ne? Güven tedbire mani değildir.

Ayrıca kar elde etmek hırsı ile hareket etmenin de zarar vereceğini söylüyor. Hırs ile hareket eden mantıklı düşünemeyebilir, hırs ile atılması gereken adımları atlayabilir, neticeden bütün bütün uzak bir noktaya düşebilir. Hırs ile değil, temkin ve tedbir ile hareket etmeli diyor.

Keza fırsatları değerlendirmek de gerekir diyor ticarette. Fırsatçılık yapmak değil ama. Bulunduğu bölgeyi, coğrafyayı, insanları, alışkanlıkları tanımanın fırsatların yakalanmasında önemli rol oynadığından bahsediyor. Tabi bunları bu kadar söyleyip geçmiyor, örneklendirerek, tecrübeler aktararak işliyor.

Bir işe girişileceği zaman araştırılması gereken bazı sorular var diyor:
  • Daha önce bu işi yapan var mı?
  • Başarılı/başarısız olmuşsa neden?
  • Bu iş nasıl yapılır?
  • Nelere ihtiyaç var?
  • Bu iş için bu zaman/mekan uygun mudur?
  • Müşteri kitlesi doğru seçilmiş midir?
vb. sorularla akıllı, mantıklı ve profesyonelce ilerlemek gerektiğini anlatıyor.

Tabi düşünüp taşınıp planlayalım derken ‘akıllı düşünene kadar deli köprüyü aşar’ ata sözüne de mazhar olmaktan kaçınmanın gerekliliğinden bahsediyor.

Daha fazlası için açın okuyun artık, benden bu kadar.

Selametle…

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked *