Son zamanlarda bol bol evlilik, aile, pedagoji ve psikoloji üzerine okumalar yaptığımı söyledim mi bilemiyorum. Elbetteki bu mecraya odaklanmış olmamın bir belki bir çok sebeb-i hikmeti var.
Şunu ifade etmeliyim ki meşhur tabiriyle bin yıllık örf, adet, anane ve kültürümüzden bihaber olmamızdan mütevellit toplum olarak fıtratımızın çok uzağında sürdürmeye çalıştığımız hayatlarımız zor ve hikmetsiz bir vaziyet almış ve bu durum halen devam ediyor.
Haliyle bilgi, ilim ve hikmeti yeniden öğrenerek fıtratımıza uygun hayatlar yaşamak için sünnet-i seniyye dürbünüyle günümüz disiplinlerini müdakkik bir şekilde incelememiz, en önemlisi de -her zaman söylediğim gibi- gündelik hayatımıza yansıtabileceğimiz pratik adımlar haline getirmemiz bizim için elzem durumda..
Bu düşünceler ışığında son okuduğum kitabın:
Adı: Bilinçli Aile Olmak
Yazarı: Nevzat Tarhan
Yayınevi: Timaş Yayınları
Baskısı: 1. Baskı, Kasım 2014, İstanbul, 224 s.
- İnsanlığı değiştiren üç elma; Hz. Adem’in, Newton’un ve Apple Corp.’un elmaları oldu. s.9
- … aileyi bir arada tutan değerleri canlandırmaktan başka çaremiz yok. s.10
- Nasıl aerobikle bedensel disiplini geliştirmek için bir sıra hareket ediyor ve sonuçta ‘fit’ oluyorsak akıl ve zihin hayatımızın da fit olmaya ihtiyacı vardır. s.12
- Yaptığımız hataların doğal sonucunu yaşayabilmek, güzel davranışlarımızın tadını çıkarabilmek insanca olmaktır. Her şeyde, beslenmede dahi organik olmayı önemseyen insanın yapay ilişkiler ve yaşantılar yerine doğal öğrenmeyi tercih etmesi yararınadır. s.13
- Bir çocuğa saatlerce düzenli olma konferansı vermek yerine kaybettiği bir şeyi bulamadığı zaman ona yardım etmeyerek arayıp bulmasını sağlamak çocukta kalıcı öğrenmeyi sağlar. s.13
- Çocuk koltuğa çıkmak istediğinde ebeveyninin hemen ona yardım etmek yerine “Haydi sen çabala, düşersen ben tutarım” diyebilmesi…
- Yahut eşinin eve gelip hiç konuşmamasından rahatsız olan bir kadının kendi ağzını bantlayarak mizahı kullanması bir ifade biçimi olarak hafızada iz bırakır. s.14
- Demek ki sihirli formüller aramak yerine zaman ayıracağız. s.15
- Evli insan bir düzenin adamıdır. Eşine, çocuklarına karşı vazgeçemeyeceği görev ve yükümlülükleri vardır. s.27
- Her insanın başına bir polis dikemezsiniz, en iyisi insanı kendine polis kılmaktır. İnsanı kendine polis kılmak demek, içindeki vicdanı diriltmektir. s.30
- Buna göre mutlu ailelerde üç özellik var. Birisi, mutlu ailelerin birlikte vakit geçirmesi; ikincisi takdir ve onanmanın hakim olması; üçüncüsü ise aile fertlerinin dindar olması, mesela birlikte kiliseye gitmeleri… s.31
- İnsan, insan-ı kamil, ancak kadın ve erkeğin birbirlerine sığınışıyla, yardımıyla mümkündür. s.33
- Hayat; kadın ve erkeğin, eksikliklerini tamamlamak üzere yaptığı bir yolculuktur. s.39
- Ama kadınını bulan erkek ve erkeğini bulan kadın insan olmaya başlar. s.40
- Bitkiler hayat, hayvanlar ruh, insan ise hem hayat hem ruh hem de akıl ve şuur sahibidir. s.42
- Bir şeye gereğinden fazla kıymet vermek adaletsizliktir. s.50
- Her şeye rağmen aile ortamı test alanıdır; ailede iyi olan toplumda da iyi olur. s.55
- Evliliğe karar vermek evlenmiş olmak demek değildir. Süreç içinde insanların evlenip evlenmediklerine bakılır. Huzurlu ve mutlu evlilikler, kadın ve erkeğin sahiden evlenebildiklerine işarettir. s.56
- Aile oluşsun diye evlenilir. Aile ise aileyi oluşturan fertlerin birlikte bir bütün oluşturmalarıdır. Fertlerin birbirlerine karşı değil birbirleri için olduğu haller aileyi gösterir. s.58
- İlk yapacakları şey şahsi düşünmemeleridir. Sadece kendi çıkarını düşünmek, yanındaki eşini düşünmeden hareket etmek çok basit ve çok yanlıştır. s.60
- Evlilikte kişiler başta kendilerini görmeli, nerede nasıl hata ettiklerini rahatlıkla ortaya koyabilmeliler. Kendini eleştirmeden karşı tarafı eleştirmeye gitmemeliler. s.61
- Kişiler eleştiriye açık olmalı, eşinin özgürlüğüne saygı duymalı. s.61
- İnsan ancak saygı duyduğunu sevebilir. s.61
- Evliliğe hazırlık, evlilikten ne anladığımız hususunda muhasebe yapmak anlamına gelmelidir. s.63
- Evlilikte kusuru hep eşinde gören, eşinden mükemmel olmasını bekleyen de bir açıdan kibirli insandır. s.66
- Zira “aşk” evliliğin amacı değil, sonucudur. s.71
- Sevginin diğer ifadelerinden biri de, eşlerin birbirlerinin ihtiyaçlarını bilmesidir. s.90
- … kişiden çok kişinin eylemleri övülmeli. s.90
- Durum şu: Duygularımızın da, sevgilerimizin de tamirden geçmesi gerekir. Tamirden geçmeyen sevgi ve bağlanmalar arızalara sebep olabilir. Mesela erkeğin erkeğe, kadının kadına ilgi ve bağlanması gibi.. Ölçü Rabbimiz’dir, Rabbimiz’in ayetleri; Peygamber Efendimiz’in hadis-i şerifleri ve hayatıdır. s.104
- İdeal sevgi şartsız sevgidir. Bunun adı da şefkattir. s.109
- Bir şey gereğinden fazla sevilmiş, sevgi duygusu yerinde kullanılmamış ise insan fıtraten acı çeker. s.111
- Evlilik bahsi geçince insanın aklına daha çok sevgi gelir; evliliğin sevgi üzerinde geliştiği, buna yaradığı düşünülür. Süphesiz insanlar haklı, evliliğe en çok yakışan şey sevgidir. Ama unutulmasın, ağaç kendi toprağında büyür. Sevginin de yetiştiği bir toprak var, o toprak saygı denen haldir. s.113
- Evlilik büsbütün sorumluluk demektir. s.121
- Empatisizlik, kendini başkasını suçlamakta gösterir. Adam eve gelir, evi dağınık bulunca sinirlenir. “Sen ne biçi kadınsız?” diye bağırarak aşağılar. Acaba ev niçin dağınık diye hiç düşünmez. Belki kadın hastadır, evi düzeltmek için kendinde güç bulamamıştır. Çocuklar vardır, işin üzerine iş binmiştir, fırsat bulunamamıştır. s.147
- Empatinin yaşandığı ailelerde aidiyet duygusu gelişir. Erkek, eşini ve çocuklarını düşünerek davrandığında kadın ve çocuklar kendini değerli hisseder, oluşturdukları aileye bağlanırlar. Kadın da böyle davrandığında aynı şey kocada gelişir; evini, ailesini sahiplenir. s.147
- Ailede bir çocuğu, ülkede bir etnisiteyi, bir düşünceyi, bir grubu öncelerseniz bütünü parçalarsınız. s.149
- Ebeveyn olarak uyarılarını yapar, tercihlerini ortaya koyar, ama ilanihaye söylediklerini dayatamazlar. s.151
- Olgu (hakikat) farklıdır, algı (anlama-yorumlama) farklıdır. s.156
- Ne erkek ne de kadın yalnız başına tam değildir. s.170
- Kadınlarda depresyon hüzne sebep olurken, erkeklerde depresyon öfke şeklinde açığa çıkar. s.177
- Bir şekilde şu unutulmamalı: Kültür atlasımızda, erkek evin dışında, kadın da evin içinde reistir. Sert koca bir şekilde evin idaresini hanıma teslim etmeyi bilmelidir. s.183
- Erkek “ne” ile ilgilenirken, kadın “nasıl” ile ilgilidir. s.189
- Sokrates şöyle der adama: “Birincisi, anlatacağın şey doğru mudur? İkincisi, anlatacağın şey iyi bir şey midir? Üçüncüsü, anlatacağın şey faydalı bir şey midir? … ” s.192
- Evet, sabır katlanmak değildir. Katlanılan şey acı vermeye devam eder. Sabır ise olanı kabullenmektir. s.196
- Eşini takdir etmek, övgüde bulunmak sağlıklı iletişimi güçlendirir. s.203