Selamünaleyküm.
Bir göz gezdirmeye kalksanız kitap alemine, isteyemeyeceğiniz kadar diyet kitabıyla karşılaşırsınız. Onlardan biri de…
Bu tabiri kullanmanın haksızlık olacağı bir kitaptan bahsedeceğim bu yazımda. Onlardan biri olmayan, onlardan çok farklı bir kitaptan bahsedeceğim dilim döndüğünce.
Bir göz gezdirmeye kalksanız kitap alemine, isteyemeyeceğiniz kadar diyet kitabıyla karşılaşırsınız. Onlardan biri de…
Bu tabiri kullanmanın haksızlık olacağı bir kitaptan bahsedeceğim bu yazımda. Onlardan biri olmayan, onlardan çok farklı bir kitaptan bahsedeceğim dilim döndüğünce.
Her şeyden önce Hayy Kitap’tan çıkan kitapların baskı kaliteleri ve tasarımları oldukça kaliteli ve albenisi de oldukça yüksek. Keza bu kitap da öyle..
Kitabın anlaşılır ve konularına göre tasnif edilmiş bir fihrist içermesiyle birlikte, son kısımda hayat kurtaran 20 tavsiye ve özet mahiyetinde bilgiler sunmuş olması onu güzelleştiren diğer özellikleri..
Besmele ve dua ile başlaması da cabası..
Yukarıda da ifade ettiğim gibi, yüzlerce diyet kitabından biri olmanın çok ötesinde olan bu kitabın bir diyet listesi ya da programından ziyade tabiri caizse bir beslenme politikası sunuyor olması onu farklı kılan önemli bir özellik. Daha da önemlisi argümanları arasında Peygamber Efendimiz aleyhissalatüvesselamın sünnetini birinci sıraya koyup gerekli noktalarda -her şeyin hikmetinden sual eden günümüz insanı için- sair disiplinlerden destek* alıyor olması onu farklı kılan en büyük husus olsa gerek..
Sair disiplinler derken, gıdaların ısıl değerlerinden tutun, hangi gıdanın yılın hangi zamanında yenmesi gerektiğine, gıdaların besin miktarlarına, beslenme ile ilgili istatistiki verilere ve laboratuvar testlerine kadar akla gelebilecek, mevzunun anlaşılmasını ve pratik hayata aktarılabilmesini temin edecek pek çok detaya yer vermesinden bahsediyorum.
Şimdi, bahsettiklerime örnek mahiyetinde bazı pasajlar aktararak yazıma son vereyim:
- İran’dan Medine’ye bir hekim gelip hastaları tedavi etmek ister. Aradan günler geçmesine karşın kendisine gelip giden yoktur. Bunun üzerine Hz. Peygamber’e gelerek Medine’den ayrılmak için izin ister ve Müslüman halkın neden hasta olmadığını sorar. Efendimiz aleyhisselam “Benim ashabım iyice acıkmadan yemez. Yedikleri zaman da tıka basa yemezler, daha iştahları varken sofradan kalkarlar” buyurunca, İranlı hekim heyecanla şöyle der: “İşte sağlığın şartı budur!” s.19
- Büyük hekim İbn-i Sina da tıbbı/sağlığı şu cümlelerle özetliyor: “Tıp ilmini iki satırda topluyorum. Yediğin vakit az ye. Yedikten sonra dört beş saat hiçbir şey yeme. Şifa, hazımdadır. Yani kolayca hazmedeceğin miktarı ye. Nefse ve mideye en ağır ve yorucu hal, yemek üstüne yemek yemektir.” s.19
- Çünkü hem yemeğin, hem de suyun yerini tutan sütten başka bir şey yoktur. Hadis s.43
- Midenin tamamının yiyecekle doldurulması sindirimi güçleştirir. Bir blender düşleyelim. Blenderi, bütün (doğranmamış) meyvelerle ağzına kadar doldurup çalıştırdığımızda aletin görevini yapamadığını görürüz. Bu tür bir işlemde meyveler bıçaklı merdanenin dönmesini engeller. İşlemde ısrar edilmesi durumunda kaçınılmaz olarak aletin motoru yanacaktır. Oysa meyveler parçalanıp bir miktar su ilave edilse, blender kendisinden beklenen görevi sorunsuzca tamamlayarak posalı muhteşem bir meyve suyu yapacaktır. s.53
- Daha iştahı varken ve yiyebilecekken, yemek yemeye son vermeye ‘az yemek’ denir. s.67
- 1950’de yaşamını yitiren İrlandalı ünlü yazar George Bernard ise şu sözlerle tarihe not düşüyor: “Gelecekte doktorların hastalarına yazacakları reçete, Müslümanların kıldığı namaz ve tuttukları oruç olacaktır!” s.82
- Geleneksel tıpta gıdalar ‘ısıtıcı’ ve ‘soğutucu’ olmak üzere iki ayrılır. s.97
- Az yemeyi sağlamanın en iyi yolu şekerli yiyeceklerin yemekten önce alınmasıdır. Böylece iştah azalır. s.117
- Süt yarım saat gibi uzun süre kaynatılırsa vitaminleri azalır. Süt kabarınca ateşten alınırsa, mikropları ölmez. Süt kabardıktan sonra karıştırılarak 4-5 dakika kaynatılıp hemen soğutulur. Cam kavanozda buzdolabında 1-2 gün saklanır. s.122
- Ramazan’a 75 kilo giren bir kimse ilave kilo alarak tamamlıyorsa veya hala bayrama 75 kilo olarak ulaşıyorsa, o kişi orucun kendisine sağlayacağı yararlardan bedenini mahrum etmiş demektir. s.127
- Su tüketimi günlük iki litrenin altında ise su tüketiminizi mutlaka artırınız. Suyun dışında hiçbir içecek vücudun su ihtiyacını karşılamaz. s.135**
- Hayatınızda sirke yoksa mutlaka sirkeyle tanışın. s.137
Selametle…
———————
* Sünnet-i Seniyye’nin bilimden destek almasından maksat, her şeyi akıl gözüyle anlamaya çalışan, akıl dışındaki referanslara itibar etmeyen ve eskinin aksine ‘hikmetinden sual eden’ insanın aklının tatminidir. Yoksa Sünnet-i Seniyye’nin zayıf olduğu için desteklenmeye ihtiyaç duyulduğu şeklinde anlaşılmamalıdır. Bilakis Sünnet-i Seniyye başlı başlına esas referanstır.
** Su, fazlası vücuttan atılan bir gıdadır.